Yeni Başlayanlar İçin Ketojenik Diyete Giriş

Yeni başlayanlar için ketojenik diyete giriş

ketojenik diyet 1

Ketojenik diyet ya da keto diyeti, vücudu adeta bir yağ yakım makinesine dönüştüren düşük karbonhidrat diyetlerinin genel adıdır. Ketojenik diyetlerin kilo verme, sağlık ve performans açısından pek çok yararı bulunurken, kimi zaman başlangıç aşamasında yan etkileri olabilir.

Ketojenik diyetler, Atkins diyeti ya da LCHF (düşük karbonhidrat, yüksek yağ) gibi diğer düşük karbonhidrat diyetleri ile benzerdir, çünkü bu diyetlerin tümü ketojenik özellikler taşır. LCHF yani düşük yağ diyetleri ile ketojenik diyet arasındaki temel fark, ketojenik diyetlerde protein alımının kısıtlı olmasıdır.

Ketojenik diyetler, vücudu ketozis moduna sokmak için tasarlanmıştır. Sağlık ve kilo vermenin yanı sıra, fiziksel ve zihinsel performansı arttırmak için vücudun ihtiyaç duyduğu gerekli ve yeterli keton seviyesine ulaşmak mümkündür. Hedefiniz bu saydıklarımızdan hangisi olursa olsun, ketojenik diyetleri nasıl uygulayabileceğinize dair tüm detayları aşağıda bulabilirsiniz.

  1. Giriş: Ketozis nedir?

Ketojenik diyet adındaki “keto”, bu diyetin vücutta “keton” (1) adı verilen küçük enerji molekülleri üretimini sağlamasından gelir. Ketonlar, kan şekeri yani glikozun az olduğu zamanlarda kullanılan alternatif bir enerji kaynağıdır.

Ketonlar, çok az karbonhidrat tükettiğinizde ya da az miktarlarda protein aldığınızda; karaciğerlerde yağ kullanılarak üretilir. Sonrasında beyin de dahil olmak üzere vücudun tüm organları için enerji kaynağı olarak kullanılır. Beyin her gün yüksek miktarda enerji kullanan bir organ olmakla beraber, yağı direk kullanamaz. Beyin için enerji kaynağı, ancak glikoz ya da ketonlar olabilir.

Ketojenik diyet uyguladığınızda, bütün vücudunuz enerji kaynağını değiştirir ve neredeyse yalnızca yağ kullanarak çalışmaya başlar. İnsülin seviyesi oldukça düşer ve yağ yakımı büyük oranda artar. Vücudun, yakım için yağ hücrelerine ulaşması kolaylaşır. Bu durum, özellikle kilo vermek için mükemmel bir fırsattır. Ketojenik diyetlerin daha az gözle görülür faydaları da bulunmaktadır; daha az acıkmak ya da vücuda istikrarlı bir enerji kaynağı sağlamak gibi.

Vücudun keton ürettiği moda, ketozis denmektedir. Ketozis moduna geçmenin en hızlı yöntemi fasting de denilen oruç tutmaktır; yani hiçbir şey yememek. Ne var ki sonsuza kadar aç kalmanız da mümkün değildir.

Diğer yandan ketojenik diyetler, sonsuza dek uygulanabilirdir ve vücudu ketozise sokar. Yani ketojenik diyet uyguladığınızda, fastingin kilo vermek de dahil olmak üzere tüm avantajlarına sahip olmakla beraber aç da kalmazsınız.

Kimler ketojenik diyet uygulamamalı?

Ketojenik diyetler pek çok kişi için güvenli bir beslenme planı olmakla birlikte, bazı özel durumlarda dikkatli olmak gerektirebilir:

  • İnsülin ya da ilaç kullanımı gerektiren diyabet hastalarında,
  • Yüksek kan basıncı için tedavi gören kişilerde
  • Emziren kişilerde.
  1. Ketojenik diyet uygulanırken neler yenilmeli?

Aşağıdaki tabloda ketojenik beslenirken yiyebileceğiniz besinleri görebilirsiniz. Tablodaki rakamlar, 100 gramdaki net karbonhidrat miktarını göstermektedir.

Kaynak: DietDoctor
Kaynak: DietDoctor

Ketozise ulaşmanın en önemli koşulu, karbonhidrat tüketimini durdurmaktır. Günde 50 gramın altında net karbonhidrat almanız ketozise girmek için yeterli olurken, ideal rakam 20 gramdır. Ne kadar az karbonhidrat alırsanız, diyetiniz de o kadar etkili olacaktır.

Şunları yemeyin:

Ketojenik diyetlerde yememeniz gerekenleri nişasta ve şeker bakımından zengin gıdalar ve nişastalı yiyecekler (ekmek, makarna, pirinç ya da patates gibi) olarak özetleyebiliriz. Çünkü bu besinler, karbonhidrat bakımından zengindir.

Kaynak: DietDoctor
Kaynak: DietDoctor

Tablodaki rakamlar, 100 gramdaki net (sindirilebilir) karbonhidrat miktarlarını gösteriyor.

Tabloya baktığınızda şekerli yiyeceklerin yanı sıra ekmek, makarna, pirinç ve patates gibi nişastalı yiyeceklerden de tamamen uzak durmanız gerektiğini görebilirsiniz. Ketojenik diyetlerde, düşük karbonhidrat diyetlerinin temel kuralları geçerli olmakla birlikte, diyetiniz protein değil yağ bakımından zengin olmalı. Diyetinizi, vücudunuzun enerji kaynaklarını %10’un altında karbonhidrat (ne kadar az, o kadar iyi), 15-25% arası protein (ne kadar az, o kadar iyi) ve %70 oranında yağlar olacak şekilde kurgulayabilirsiniz.

Ne içmeli?

Peki ketojenik diyetlerde ne içmeli? Su harika bir seçenek, kahve ve çay da öyle. Tabi ki ideal olanı içeceklerinizin şekersiz olması. Çay ve kahvenizi az miktarda süt ya da krema ile tüketebilirsiniz; zaman zaman bir kadeh şarap da içebilirsiniz.

Ketojenik diyet uygularken ne kadar az karbonhidrat alırsanız, diyetiniz kilonuzu ve kan şekerini etkisi o kadar büyük ölçüde etkileyecektir. Keto diyeti, çok sıkı bir düşük karbonhidrat diyetidir ve oldukça etkilidir.

  1. Neden ketojenik diyet?

Ketojenik diyetin faydaları, herhangi bir düşük karbonhidrat diyetinin faydalarıyla benzerdir. Ne var ki, ketojenik diyetlerde protein daha kısıtlı olduğu için etkisi de daha fazladır. Protein alımının azalması keton üretimini arttırırken, yağ depolayan bir hormon olan insülini de azaltır.

Kilo verme etkisi

Ketojenik diyetler vücudunuzu adeta bir yağ yakımı makinesine dönüştürdüğünden, tabi ki kilo vermenizde oldukça etkili. Ketojenik beslenirken insülin seviyeleri büyük oranda düşüyor ve yağ yakımı hızlanıyor. Böylelikle açlık hissetmeden kilo vermeniz için ideal şartlar oluşuyor.

20’den fazla bilimsel araştırmanın sonuçları, ketojenik diyetlerin kilo vermede diğer diyetlerden etkili olduğunu gösteriyor. (3)

Tip 2 diyabet

Ketojenik diyetler yüksek insülin seviyelerinin negatif etkilerini ortadan kaldırdığından, tip 2 diyabetle savaşmakta da oldukça etkili. (4)

Odaklanma kabiliyetinde artış

Ketozis durumunda, beyne düzenli olarak keton yani enerji akışı olur. Ketojenik diyetlerde ayrıca, kan şekerindeki büyük oynamalar da ortadan kalkar. Bu da genellikle odaklanma becerisi ve konsantrasyonda artışla sonuçlanır. Pek çok kişinin ketojenik beslenmesinin temel sebebi, ketozisin bu etkisidir.

Yaygın kanıya göre, beynin düzgün çalışabilmesi için karbonhidrat tüketmek gerekir. Ne var ki, bu durum yalnızca ketonların olmadığı bir senaryoda geçerlidir. Vücudunuz ketojenik diyete alıştıktan sonra (alışma döneminde konsantrasyon kaybı, baş ağrısı ve huzursuzluk çekebilirsiniz), vücut ve beyin artık ketonlardan hiç çaba göstermeden yararlanabilir hale gelir. Böylelikle enerjiniz ve konsantrasyonunuz artar.

ketojenik diyet 4

Fiziksel performans artışı

Ketojenik diyetler vücudunuzun yağ depolarında üretilen enerjiye sınırsız erişim sağladığından, fiziksel dayanıklılığınızı büyük oranda arttırır. Vücudun, glikojen formundaki karbonhidrat deposu egzersiz sırasında yalnızca birkaç saat kadar dayanırken, yağ depolarınız haftalarca hatta aylarca dayanabilir.

Vücut öncelikli olarak karbonhidrat yakmaya alışkın olduğunda, yağ depolarınız kolay ulaşılabilir olmaz ve dolayısıyla bir enerji kaynağı olarak beyninizi besleyemezler. Bu da egzersiz öncesi, egzersiz sırasında ve uzun egzersizlerden sonra sürekli yemek yemek zorunda kalmanıza neden olur. Çoğu zaman da yalnızca açlığı engellemek ve günlük aktiviteleriniz için gerekli olan enerjiyi üretebilmek için sürekli yemek zorunda kalırsınız.

Ketojenik diyetlerde ise bu sorun ortadan kalkar. Vücut ve beyin 7/24 güçlü yağ depolarınız tarafından beslenebilir. Tabi yeterli miktarda tuz ve sıvı almanız ve vücudunuza ketojenik beslenmeye alışması için ihtiyaç duyduğu zamanı tanımak kaydıyla.

Metabolik sendrom

Düşük karbonhidrat diyetlerinin, metabolik sendrom göstergelerini iyileştirdiğini gösteren pek çok araştırma (5) mevcut. Bu göstergeleri kan lipidleri, insülin seviyesi, HDL, LDL partikül boyutu ve açlık şekeri olarak sıralayabiliriz. Düzenli olarak düşük karbonhidrat ve düşük proteinle beslenerek ketozis durumunda olduğunuzda ise, bu etkilerin daha da fazla olduğu gözlemlenmiş.

Epilepsi

Ketojenik diyet, epilepsi için 1920’lerden beri kullanılan, etkileri kanıtlanmış bir tıbbi terapi yöntemidir. Genellikle tedaviye rağmen kontrol altına alınamayan epilepsi durumlarında çocuklar için başvurulmuştur.

Ketojenik diyetler yakın zamanda epilepsi hastası olan yetişkinlerde de test edilmiş ve olumlu etkileri gözlemlenmiştir. Konuyla ilgili gerçekleştirilen pek çok kontrollü deney, ketojenik diyetlerin epilepsi krizlerini azaltmada ne kadar etkili olduğunu göstermiştir. (6)

Epilepsi tedavisinde ketojenik diyet uygulaması, hastaların daha az anti-epilepsi ilacı almasını sağlarken, krizleri de azaltıyor. Ketojenik diyet ile ilaç kullanmadan krizlerin tamamen ortadan kalktığına da rastlanmış. Tüm kriz karşıtı tedavilerin rehavet, düşük konsantrasyon, kişilik değişiklikleri ve IQ düşüşü gibi yan etkileri olduğundan, ilaç kullanımının azalması önem taşıyor.

Ketojenik diyetlerin faydaları

Ketojenik diyetlerin yukarıda sayılanların yanı sıra pek çok faydası bulunuyor. Örneğin, düşük karbonhidrat diyetlerinin kan basıncını normalleştirerek daha az akne oluşumunu desteklediğini ve migreni kontrol altına aldığını biliyor muydunuz?

Ketojenik diyetler ve düşük karbonhidrat diyetleri:

  • Midenizi rahatlatır,
  • Kan basıncını dengeler,
  • Akne problemini azaltır,
  • Mide yangısını azaltır,
  • Migren ataklarını azaltır,
  • Tatlı krizlerini azaltır,
  • Polikistik over sendromuna iyi gelir,
  • Beyin kanserinin tedavisinde yararlanılabilir.

Ayrıca Alzheimer, Parkinson ve kanser gibi yaygın ve tedavisi zor hastalıkların tedavisinde de yararlanılmaktadır.

  1. Ketoziste olduğunuzu nasıl anlarsınız?

Ketoziste olup olmadığınızı üre, kan ya da nefes testi ile anlayabilirsiniz. Ketozisin test gerektirmeyen bazı göstergelerini ise şöyle sıralayabiliriz:

Kaynak: DietDoctor
Kaynak: DietDoctor
  • Ağız kuruluğu ve su içme ihtiyacında artış: Yeterince su içmediğinizde, suyun içerisinde yer alan tuz gibi elektrolitleri de alamaz, dolayısıyla ağız kuruluğu hissedersiniz. Yeterince su içmeye özen gösterin.
  • Tuvalet ihtiyacında artış: Bir keton türü olan asetoasetat, tuvalet ihtiyacınızı arttırırken, ketozisin idrar çubuklarıyla test edilebilmesini sağlar. Özellikle başlangıçta artan tuvalet ihtiyacı, daha çok susamanızın da temel nedenlerinden biridir.
  • Keto nefesi: Keto nefesi, aseton adı verilen keton türünün nefesiniz yoluyla ağzınızdan çıkarken oluşturduğu ve nefesinizin zaman zaman tatlımsı kokmasına neden olan bir durumdur.

Ketoziste olduğunuzu anlamanıza yardımcı olacak diğer pozitif göstergeleri ise şöyle sıralayabiliriz:

  • Açlık hissinde azalma: Ketojenik diyet uygulayan pek çok kişi, iştah ve açlık hissinde gözle görülür bir azalma olduğunu belirtiyor. Bunun sebebi, ketojenik diyet esnasında vücudun yağ depolarını yakma yeteneğinin artması. Pek çok insan günde 1 ya da 2 defa yemek yiyerek, bir nevi intermittent fasting uygulamış oluyor. Bu hem vakit hem de nakit tasarrufu sağlarken, kilo kaybını da hızlandırıyor.
  • Enerji artışı: Ketojenik beslenmeye başladığınızda keto flu denilen ve birkaç gün sürebilen yorgunluğu üzerinden attıktan sonra, enerji seviyenizde belirgin bir artış olur. Bu durum konsantrasyon ve bilinç artışı olarak da hissedilebilir.

Ketozisi nasıl ölçümlersiniz?

Ketozisi yani vücudunuzdaki ketonları ölçmenin 3 farklı yöntemi bulunuyor:

  1. İdrar çubukları
  2. Nefes keton analizi
  3. Kan keton ölçeği

İdrar çubukları ketozisi ölçümlemenin en kolay ve uygun fiyatlı yolu; özellikle yeni başlayanlar için. Testi uygulamak için çubuğu idrarınıza batırın ve 15 saniye kadar bekleyin. Sonrasında gerçekleşen renk değişimi, ketonların varlığının göstergesi olacak.

İdrar çubuklarını uygun fiyatlara eczanelerde bulabilirsiniz. Ne var ki idrar çubukları, sıvı tüketim miktarınıza bağlı olarak yanıltıcı olabilir. Bu testler vücudunuzdaki keton seviyesini net olarak göstermezken, ketoya alışan vücut ketonları idrarınızdan geri aldığından güvenilmez de olabilir. Son olarak uzun süredir ketoziste olduğunuzda testlerin negatif çıkma ihtimali var.

Nefes keton analizi keton seviyesini ölçmenin bir diğer zahmetsiz yolu. İdrar çubuklarından daha pahalı olmakla beraber, uzun vadede kan testlerinden daha ucuz ve tekrar kullanılabiliyor. Bu testler de idrar testlerinde olduğu gibi size net bir keton seviyesi vermezken, genel seviyenizi anlamanızı sağlayan bir kod renk gösteriyorlar. Ne var ki nefes analizi de her zaman güvenilir sonuçlar vermeyebiliyor.

Kan testi kanınızdaki keton seviyesini anlık ve sayısal olarak ölçmenizi sağlıyor. Vücudunuzdaki ketonları ölçümlemenin en net yolu olan kan testleri, ne yazık diğer seçeneklere göre oldukça pahalı. Diğer yandan testi yapabilmek için parmağınızdan kan almanız gerekiyor.

  1. Optimal ketozise nasıl ulaşılır?

Ketoziste olma durumu, siyah ve beyaz kadar net değil; yani ya ketozistesinizdir ya da değilsinizdir diye bir durum yok. Beslenme planınıza göre ketozisin farklı seviyelerinde olabilirsiniz.

Kandaki keton seviyelerine göre ketozis durumunu şu şekilde özetleyebiliriz:

  • 5mmol/L seviyesinin altı ketozis olarak kabul edilmese de 0,2 civarında ketozise geçiş başlamış kabul ediliyor. Ne var ki bu noktada vücudunuz maksimum oranda yağ yakmıyor.
  • 0,5-1,5 mmol/L seviyesinde düşük ketozistesiniz. Bu durum kilonuzu olumlu etkiliyor olmakla beraber, vücut hala maksimum seviyede yağ yakımına başlamış değil.
  • 1,5-3 mmol/L civarı, optimal ketozis olarak kabul ediliyor. Bu noktada maksimum zihinsel ve fiziksel performansınızda oluyorsunuz. Yağ yakımı en üst seviyeye çıkıyor ve kilo kaybı hızlanıyor.
  • 3 mmol/L ve üstü çok gerekli görülmezken, etkileri pozitif ya da negatif olabilir. Kimi zaman bu seviye yeterince yemek yemediğiniz anlamına gelebilir. Tip 1 diyabetlilerde insülin eksikliğinden kaynaklanabilirken müdahale gerektirebilir.
  • 8-10 mmol/L, çoğu zaman yalnızca ketojenik beslenerek erişemeyeceğiniz bir seviye. Vücudunuzda bir şeylerin yanlış gittiği anlamına gelebilir; tip 1 diyabette insülin eksikliğinden kaynaklanabiliyor. Mide bulantısı, kusma, karın ağrısı biri semptomlar görülebilir. Ketoasidozis denilen ve müdahale gerektiren durumla sonuçlanabilir. Böyle bir sonuçla karşılaştığınızda bir doktora görünmenizde fayda var.

Ketozise nasıl girilir?

ketojenik diyet 5

Ketozis seviyenizi arttırmanın farklı yollarını en etkiliden en az etkiliye doğru şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Karbonhidrat alımını kısıtlamak: Günlük 20 gram ve altı, sıkı bir düşük karbonhidrat diyeti olarak kabul edilir.  Ketozise ulaşmak için lif alımını kısıtlamanız gerekmez.
  • Protein alımını azaltmak: Eğer mümkünse protein alımınızı vücut ağırlığınızın her 1 kilogramı için 1 gram olacak şekilde düzenleyin. Özellikle kilo fazlanız varsa, ulaşmayı hedeflediğiniz kilo başına 1 gramı hedefleyebilirsiniz. Kişilerin optimal ketozis seviyesine ulaşmak için çabalarken yaptıkları en büyük hata, genellikle gerekenden fazla protein almak oluyor.
  • Doyabilmek için yeterince yağ alın. Yağ tüketimi, ketojenik diyetlerle açlık arasındaki en büyük fark; ayrıca ketozise ulaşmak için yağ alımı gerekli. Yağlar aynı zamanda, ketojenik diyetlerin sürdürülebilir olmasını sağlayan ve bu diyetleri açlıktan ayıran temel fark.
  • Aç olmadığınızda atıştırmayın. Gereksiz atıştırmalıklar kilo kaybını yavaşlatırken ketozis seviyesini azaltıyor.
  • Gerekiyorsa intermittent fasting (aralıklı oruç) yapın. Aralıklı oruçlar keton seviyelerini arttırmakta oldukça etkili olduğu gibi, kilo kaybını ve tip 2 diyabetin iyileşmesini hızlandırıyor.
  • Egzersiz yapın. Düşük karbonhidrat diyeti yaparken herhangi bir fiziksel aktivitede bulunmak keton seviyesini de arttırıyor.
  1. Ketojenik diyetle ilgili tavsiyeler

Ketojenik diyetleri kolay ve keyifli hale getirmek için pek çok yöntem bulunuyor. Peki sevdiğiniz keto kahvaltıları nasıl hazırlarsınız? Nasıl daha fazla yağ tüketebilirsiniz? Ve dışarıda yemek yerken nelere dikkat etmelisiniz?

Kahvaltı

Kahvaltı, ketojenik beslenmeniz için mükemmel bir öğün. Çünkü neredeyse hepimiz yumurta yemeyi seviyoruz.

Bir diğer seçeneğiniz, kahvaltıda yalnızca bir bardak kahve içmek olabilir. Düşük karbonhidrat ve yüksek yağ – keto diyeti uygularken açlık hissiniz de azalacağından, çoğu zaman kahvaltı etme ihtiyacı duymayabilirsiniz.

Yemek

Peki öğlen ve akşam yemeklerinde ne yapmalı? Et, balık ya da tavukla beraber, doymuş yağ bakımından zengin bir sos ve bol yeşillikle tüketebilirsiniz.

Dışarda yemek yerken

Büfede, bir arkadaşınızın evinde ya da restoranda nasıl keto beslenebilirsiniz? Temel nokta; ekmek ya da makarna gibi nişastalı gıdalardan uzak dururken, tabağınızı tereyağı ya da zeytinyağı gibi doğal yağlar ile doyurucu hale getirmek.

Ekmek tüketimi

Eğer ekmek yememekte zorlanıyorsanız, farklı kaynaklarda bulabileceğiniz düşük karbonhidratlı ekmek tariflerini deneyebilirsiniz.

Nasıl daha fazla yağ yersiniz?

Yağ, ketojenik beslenmeyi doyurucu kılan temel faktör. Yemeklerinizi yağ ile pişirerek, yağlı soslar hazırlayarak, tariflerinize peynir ya da avokado gibi yağlı tatlar ekleyerek yağ tüketiminizi arttırabilirsiniz.

Dikkat: Ketojenik diyet uygularken en sık yapılan hatalardan biri, hazır olarak satılan “düşük karbonhidratlı” ürünlerin tuzağına düşmek. Unutmayın, etkili bir ketojenik diyet, gerçek gıdaları temel almalı.

  1. Ketozisin potansiyel yan etkileri

Şeker ya da nişasta alımını bir anda durdurduğunuzda, vücudunuz bu duruma alışana kadar bazı yan etkilerle karşılaşabilirsiniz. Ketojenik diyetin yan etkileri genellikle birkaç gün süren, hafif şiddetli problemler olmakla birlikte, bu etkileri azaltmanız da mümkün.

Ketozisin yan etkilerini azaltmak için ilk seçeneğiniz karbonhidrat alımını günden güne yavaşça azaltmak olabilir. Yine de çoğu zaman bir anda bırakmak daha etkili oluyor. Şekeri ve nişastayı hayatınızdan çıkarmak, birkaç gün içinde dahi kilonuzda gözle görülür bir fark olmasını sağlıyor. İlk anda giden kilolar genellikle ödem olsa da, başlangıç için iyi bir motivasyon kaynağı.

Sıkı bir ketojenik diyete ilk başladığınızda şu yan etkilerle karşılaşabilirsiniz:

Keto flu

Ketojenik diyet uygulayan kişilerde şimdiye kadar en sık görülen yan etki, keto flu da denilen başlangıç semptomları. En sık görülen keto flu semptomları:

  • Baş ağrısı
  • Yorgunluk
  • Baş dönmesi
  • Mide bulantısı
  • Gerginlik

Vücudunuz yeni beslenme düzenine alıştıkça bu semptomların etkisi azalırken, etkiler genellikle bir hafta içerisinde tamamen kaybolur. Bu aşamada yağ yakımı da hızlanır.

Keto flunun başlıca nedeni, karbonhidrat bakımından zengin olan yiyeceklerin vücuttaki ödemi arttırıyor olması. Yüksek karbonhidratlı besinleri tüketmeyi bıraktığınızda, ödemle birlikte böbreklerinizden yüklü miktarda su ve tuz atılırken, normalden daha fazla tuvalet ihtiyacınız olacak. Özellikle ilk hafta içerisinde yoğun olarak hissedilen bu durum, yukarıda saydığımız şeylerin de esas sebebi.

Keto flunun etkilerini, daha fazla sıvı ve tuz alarak minimize edebilirsiniz.

Ketoziste iken karşılaşabileceğiniz diğer sorunlar

Ketozise girdiğinizde, keto flunun yanı sıra, şu sorunlarla da karşılaşabilirsiniz:

  • Bacak krampları,
  • Kabızlık,
  • Ağız kokusu
  • Kalp çarpıntısı
  • Performans düşüşü

Tıpkı keto fluda olduğu gibi, bu sorunları da daha fazla su ve tuz alarak çözebilirsiniz.

Daha az karşılaşılan yan etkiler

  • Gut
  • Safra kesesi problemleri
  • Geçici saç dökülmesi
  • Yüksek kolesterol
  • Alkol toleransında düşüş
  • Kaşıntı

Ketojenik diyetler hakkında yanlış bilinen doğrular

Ketojenik diyete ilk başladığınızda, yukarıda sıraladığımız yan etkilerle karşılaşmanız mümkün. Yine de ketojenik diyetler hakkında yanlış bilinen pek çok şey ve yersiz korkular da mevcut; beyninizin karbonhidrat almadığınızda çalışmaması, bu diyetlerin böbrek ya da tiroit problemlerine neden olması gibi.

Bir diğer sorun ise ketojenik diyet uyguladığınızda oluşan ketozisin, tehlikeli bir sağlık durumu olan ketoasidozisle karıştırılması. Bu ikisi çok farklı şeyler olmakla birlikte, ketoasidozis yalnızca ketojenik beslenerek oluşabilecek bir durum değil.

  1. Ketojenik diyetler hakkında sıkça sorulan sorular

Düşük karbonhidrat diyetleri ve ketojenik diyetler arasındaki fark nedir?

Ketojenik diyetler, çok sıkı düşük karbonhidrat diyetleridir; protein alımının da kısıtlanmasını gerektirirken, vücudunuzun öncelikle olarak yağ depolarını kullanmasını sağlar.

Doğru uygulanan bir düşük karbonhidrat diyeti, genellikle ketozisle sonuçlanır. Ne var ki ketojenik diyetler, olumlu sonuç alındığından emin olabilmek için daha hassas hazırlanan programlardır. Kısacası keto diyeti; oldukça sıkı bir düşük karbonhidrat diyeti olarak adlandırılabilir.

Neden ketozise giremedim?

Ketozise girememenizin iki temel sebebi olabilir: fazla karbonhidrat ve/veya fazla protein tüketimi. Bu noktada ketozise girmek ve ketoziste kalabilmek için gerekli karbonhidrat ve protein miktarlarının kişiden kişiye değiştiğini unutmamanızda fayda var.

Kilo vermeyi hızlandırmak için yüksek keton seviyesi mi gerekir?

Hem evet hem hayır. Daha az karbonhidrat almak, daha az protein almak ve intermittent fasting yapmak, insülin seviyesini düşürüp keton miktarını arttırdığından kilo vermeyi destekler.

Ne var ki, ketonları arttırmak için diyetinize ekstra yağ eklemek, kilo kaybını hızlandırmaz. MCT yağ takviyesi almak ya da keton takviyesi almak da. Bu yöntemler, vücudunuz için farklı enerji kaynakları sunacağından, kilo verme sürecini yavaşlatır.

Keton seviyelerini günün hangi saatinde ölçmeli?

Doğru karşılaştırma yapabilmek için, vücudunuzdaki keton seviyesini her gün aynı vakitlerde ölçmenizde fayda var. Sabahları güne başlarken, herhangi bir şey yemeden önce ölçüm yapmak sonuçları gözlemlemek adına daha verimli olabilir.

Sabahları elde edeceğiniz rakamlar, gün içerisindeki en düşük seviyededir; akşamları ise daha yüksektir. Eğer daha yüksek rakamlar sizi motive ediyorsa, ölçümü akşam da yapabilirsiniz.

Bu makale Diet Doctor sitesinde yer alan A keto diet for beginners başlıklı yazıdan çevrilmiştir. Bu yazının içeriğiyle ilgili Habit Gıda AŞ’nin herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. bu yazı sadece bilgilendirme amaçlı olup, İngilizceden Türkeye çevrilmiş olup, hiçbir şekilde sağlık tavsiyesi içermemektedir. Bu yazı dolayısıyla okuyucularda oluşabilecek sağlık sorunlarından Habit Gıda AŞ hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Okuyucular bu yazının içeriğiyle ilgili kendi sağlık durumlarına göre doktorlarına danışmadan herhangi bir eylemde bulunmamalıdır.  Sağlığınızla ilgili her türlü konuda doktorunuza danışmanız gerekmektedir.

WhatsApp